Çok doğru.
Ben Alfa'nın bu denli lüksleşmeye ve monotonlaşmaya doğru kaymasını istemiyorum. O piyasanın rakipleri belli , çok kuvvetli rakipler ve onlarla belirli bir güvenilirliğe ulaşmadan başa çıkılamaz.
Alfa Romeo'nun hala bir sportif , sıradan araçlardan sıkılanlar için bir alternatif imajı var ve bu gayet güzel bir imaj , Alfa Romeo denince ayrıcalıklı bir marka geliyor akla. Ancak bundan 5 sene sonra CEO'muz çıkıp da "evet artık Almanlara rakip bir marka ürettik , çok konforlu , çok dayanıklı ve lüks araçlarımız var" dediği zaman sportif ve sıradışı araç isteyen adam ne alacak ? Bugün hangi Alfa sahibi "Alfa Romeo" denince akla ilk olarak sportiflik , dizayn ve sürüş keyfi değil de konfor ve sıradanlık gelmesini ister ?
Neden eldeki pazar kaybedilip güçlü rakiplerin olduğu pazara girilmeye çalışılıyor bunu anlamıyorum. Eğer Alman arabalarının hitap ettiği pazardan pay alınacaksa bunu sürüş keyfi ve sportiflikten , dizayndan taviz vermeden yapmak lazım , pazara açıklama yaparken de "artık premium pazara yöneldik" diyip "ben eski kitlemi kaybetmek istiyorum" anlamına gelen amatörce bir açıklama yapmamak lazım. Eğer "ben başarılı bir CEO'yum" demek istiyorsan o zaman zoru başarıp Alfa'nın iyi yanlarını korurken zayıf yanlarını da takviye edeceksin...