Sevgili Alfistiturkey ailesi.. Hepinize tekrardan selam ve saygılarımı sunarım..
Malumunuz ben biraz vefasızım, çok giremiyorum, brera ile de ayrıldık ama zannetmeyin ki sizleri unuttum.. 4C yi bahane ederek dönüşü gerçekleştiriyorum.
Uzun uzun bol bol anlatacağım şimdiden affınıza sığınıyorum fazla yazdıysam .
Geçen hafta aldığım bir telefon üzerine 4C ile izmit körfez pistinde 18 ağustos tarihine randevulaştık. 4C nin körfez pistine çok yakışacağını ve gerçek karakterini yansıtacağına adım gibi emindim.
Sabah erkenden yollara düşüp körfez pistine gelince 4C yi bir anda karşımda buldum.
İlk olarak bu araba çok güzel görünüyor.. her açıdan çok güzel.. Sinirli, agresif, küçük ve alabildiğine parlak kırmızı.. O kadar küçük ki artık standart ölçüler olarak sayabileceğimiz 235 taban arka lastikler kocaman duruyor. Testlerde söylendiği gibi biraz fazla geniş. Ama gerçekten çok farklı duruyor dışarıdan. Hele uzaktan gelmesini seyretmek çok güzel.
Kapıyı açınca hemen bir sürü karbon fiber ile karşılaşıyorsunuz. Detaylar çok güzel. İç kapı tutacakları deri ve çok şık. İç kapı açma kolları ise hafif ve basit. Basit derken biraz kalitesiz. Hafif ama başka bir malzeme kullanılsaydı keşke.
Bu arabalarda inip binme konusu hep bir endişe olmuştur çoğu insan için. Hele benim gibi biraz (!) iri olunca Karşılaştırma olarak şöyle söyleyeyim. Audi TT'den daha zor ama BMW i8 e göre 100 kat daha kolay. Tek hamlede rahatça oturuluyor 4c nin mükemmel koltuklarına. Koltuklar mükemmel çünkü hem sırt ağrısı falan vermiyor hem de müthiş bir destek sunuyor. Oturma kısmı tamam da pedal box biraz sağda ve ayak dayama yeri biraz rahatsız. Arabadan inip pedal detayına bakınca çok güzel gözüküyor ama biraz alışmak lazım.
Direksiyon hislerini zaten uzun uzun anlatacağım ama ele oturması, büyüklüğü mükemmel. Sinyal kollarındaki malzeme yine basit.. Gerçekten biraz daha özel hissettirmesini beklerdim. Zannetmeyin ki kötülemek için söylüyorum, malzemenin basit olması hafifliği getirir ki bu gayet iyi birşey. Arabaya binerken gerçekten üzüldüm çünkü 4c yi yaklaşık 12% daha ağır yapacaktım
Bir de göstergeler çok karışık.Devir saati rahat seçiliyor tamam da geri kalan herşey biraz dağınık. Onun dışında sürücü odaklı bir kokpit var. Herşey yerli yerinde ve tam bir ferrari 458 italia gibi olması istenmiş. 4 tane vites butonu var. Biraz garip, biraz gereksiz. Süpersporlar gibi direksiyon üzerindeki kulakçıkları aynı anda çekince boşa almıyor. Mutlaka o tuşa basmanız lazım. Direksiyon üzerinden + yı çekince birinci vitese geçiyor ama aynı işi yapan bir tuş daha var.
Tam sırtımda duran motorun sesini duymamla gülümsemem bir oldu. Hiç uzatmayacağım; dışarıdan gelen egzos sesi F430 daki sesin aynısı. Hİç farkı yok. Herkes sese bayıldı, hayran kaldı. İçeriden ne kadar güzel duyuyorsanız dışarıdan duyulan ses 10 kat daha güzel.
Sesten daha etkileyici birşey varsa o da hızlanması. Daha ne oluyoruz demeden 4C düzlüğü bitirmişti. Motorun tepkileri gerçekten çok iyi ve müthiş bir çekişi var. Tekerlere aktarılan güç hiç kaybolmuyor. Turbo bir araç gibi değil sanki.. O kadar çabuk ve düzgün bir devirlenmesi var. Hem dinamik hem de race modunda çok etkileyici. Race modunda devir arttıkça devir göstergesinin renkten renge girmesi hem kullanışlı hem de görsel olarak çok güzel
Körfez pisti biliyorsunuz ki çok da uzun bir pist değil; düzlükler de çok uzun değil. O yüzden çok yüksek süratlere ulaşmak pek de mümkün değil. Rahatlıkla söyleyebilirim ki ara hızlanmalardan gördüğüm kadarıyla 4C büyüklerine epey korku salacak güçte bir otomobil. Ama 4C nin keyfi maksimum süratle görülecek birşey değil
Şimdi asıl konuya gelirsek. Bu hafiflik 4C yi çok özel kılan bir özelliği. Hangi arabaya go-kart benzetmesi yapılıyorsa,4C bu tezi çürütür. En ufak direksiyon tepkisi ile her türlü yönlendirme yapılıyor. Gaz tepkileriniz ne kadar acımasızca olursa olsun direksiyona ufak bir komut verince herşey istediğiniz gibi gidiyor. Teknik konulardan çok yaşattığı hisler ile özel olduğunu gösteriyor 4C. Körfez pistindeki şikanlardan mermi gibi çıkıyoruz. Geniş virajların çıkışları ise inanılmaz keyifli. 4C ile yaptıklarımın yarısını bir ferrari veya bir 911 ile yapsaydım şu an size körfezin derinliklerinden sesleniyordum. 4C o kadar dengeli o kadar yol tutmayı seven bir otomobil. Virajlarıa giriş ve virajlardan çıkış süratleri gerçekten çok etkileyici.
Ufak bir not. Körfez pisti biraz daha basitleştirilmiş ve bazı bölümlerde asfaltı yenilenmiş. Sadece kerbler aşırı bakımsız ve bazıları biraz fazla yüksek.
4C yi çizgiden çıkarmak için çok aşırı şeyler yapmak lazım. Tabi ki çok iyi olmayan pilotajım ve 4C 'nin limitlerine kafa tutan karakterim nedeniyle 3. viraj çıkışında 4C arkasını bırakıverdi.
Dışardan gözlemleyenlere göre ben epey kaymışım ama o kadar kolay kontrol ediliyor ki tekrar düzeltmeye veya panik yapmaya hiç gerek yok. Ve 4C kontrolünü bulunca aynı istek ile hızlanmaya devam ediyor. Hiçbirşey olmamış gibi gücünü yere vermeye devam ediyor.
Şikan girişlerinde frenleri yeteri kadar test etme imkanı buldum. Hafifliği sayesinde zaten gayet kolay duruyor ama önemli olan fren esnasında da yönlendirme yapmak zorunda kalırsanız 4C dengesini bozmadan buna imkan sağlıyor. Bu noktada bir ufak problem var. Vitesleri istediğiniz gibi küçültemiyorsunuz fren sırasında. 4C isterse küçülüyor vitesler. Arka arkaya 3,4 defa kulakcıklara dokunmama rağmen değişmedi. Bu kadar sürücü odaklı bir otomobilde bunun olmaması sürüş keyfi açısından bence en büyük sorun. Bunun dışında vites geçişleri gayet etkileyici ve tam istenilen sertlikte. Ayrıca vites geçişlerinde o şahane egzos sesinin arasından turbonun çıkardığı komik sesleri de gayet rahat duyabiliyorsunuz
4C ile geçirdiğim kısa süre sonunda paylaştığım kusurların hiç ama hiç önemli olmadığını farkettim. Bagajı ancak bir tane spor çantası alır. Günlük kullanım için ise fazla geniş ve fazla sert. Ve gerçekten bunların hiçbir önemi yok çünkü Yaptığı şeyleri o kadar iyi yapıyor ki beğenmemek hayran kalmamak mümkün değil. Lotus elise her ne kadar karakter olarak benzese de Türkiye'de lotus almanın hiçbir mantığı yok. 4C varken gerek de yok zaten
.. Ben Porsche Cayman'ı çok sevmeme ve çok övmeme rağmen keyif ve hissiyat olarak 4C nin yanına bile yaklaşamaz. 4C çok iyi araçları çok basit gösterebilme özelliğine sahip. Ve en başa geri dönersek, bütün rakiplerine göre çok farklı duran çok güzel gözüken bir otomobil.
4C nin önemli olan kusuru ise fiyatı. Aksesuarları ve plaka masrafı ile 430 bin TL lere geliyor türkiyeye gelen araçlar..
4C günlük bir spor otomobil olmayacak ( gerçi bu tezimi çürüten 4C kullanıcıları varmış) ve ilk yağmur düşünce muhtemelen garaja girecek. Kışın kullanmayı unutun zaten. Hele bir de pist günleri ile işiniz yoksa gerçekten çok da iyi bir alternatif değil.
Ama performans ve sürüş keyfi ile süpersporların hepsine kafa tutabilecek bir otomobil. Hem de birçoğundan çok daha uygun fiyatlara. Şahsi görüşüm çok güzel bir haftasonu otomobili olacağı yönünde. Ama bu fiyatlarda porsche ve ferrari gibi markaların da çok özel otomobillerini bulmak mümkün