ALFA ROMEO GIULIA 2.2 DIESEL
Modern zamanın iyi Alfa'sı
Sürüş izleniminde yeni Giulia bizi çok etkilemişti, Audi A4 ile karşılaştırmamızda onunla baş etmesini bildi, peki ya testimizde nasıl bir sonuç çıkacak? Test sonucunda da yeni Giulia ciddi hiç bir sorun ile karşımıza çıkmadı. Yeni hedefler için olabilecek en iyi başlangıç diyebiliriz.
Geçmişte gözden kaybolan özellikler tekrardan geri döndüler. Genel anlada Alfa Romeo dönüş sağladı, arkadan itiş geri geldi ve Giulia özelde. Aslında yeni bir otomobilin piyasaya çıkışı bile bir İtalyan otomobil hayranının bir bardak Chianti Classico ile kutlama yapması için yeter bir sebep. Ama aslında bir bardak ile kutlama yapmak pek akıllıca olmazdı, çünkü neşeli bir kafa ile direksiyona geçerek Giulia'nın sürüş keyfini kaçırmış olurdunuz. O zaman kırmızı şarap ile eğlenceyi sürüş sonrasına bırakalım
Bu testi İtalyan dostlarımız „Quattroruote“ editörleri ile beraber yaptık ve 180 BG'ndeki dizel seçeneğini kullanma imkanı bulduk. Balocco'daki test pisti haricinde İtalyan otoyolları ve iniş-çıkışlı çevre yollarında sürüş yaptık. Bunun haricinde „Quattroruote“'nin kendi test pisti Vairano'da tüm ölçümler gerçekleştirildi.
Öncelikle dış tarafaki kaliteye bir göz atıyoruz. Boya harika şekilde derin ve temiz bir şekilde parlıyor, karoseri işçiliği çok iyi. Burada bir istisna yapmamız gerekiyor. Arka sol kapıdaki camın contasında sanki bir sıkıntı var ama önemli bir şey değil. Buna karşın bagaj hacmi 480 litre ile ortalamada olsa da kaplamasının kalitesi göze hemen batıyor. Aynı şekilde arka koltuklardaki alan da ortalamada. Bu kadar inceleme yeter, hemen Giulia'nın içine oturalım. İlk izlenim: İç mekan tasarımının vurgusu daha fazla ve daha önceki modellere göre zamanın gereksinimlerine göre daha uygun. Ön konsol yumuşak malzemelerden yapılmış ve her parça itina ile yerleştirilmiş. Sadece ön konsolun orta tünel ile birleşimi sanki biraz daha iyi olabilirmiş gibi. Tırtıklı yapısı ile kullanım elemanları ele çok iyi geliyor, ancak orta konsoldaki düğmeler bir tık daha kaliteli olabilirdi. Yalnız bu kötü oldukları anlamına gelmiyor. Netice bu sınıfta her şey en iyisi ile karşılaştırılıyor.
Göstergeler her daima çok iyi okunabiliyor. Devir saati eski geleneklere göre sola yerleştirilimiş. Ortadaki gösterge ekranında bazı bilgiler (bazı bilgiler) beyaz yerine grimsi bir ton ile veriliyor, bu da aşırı güneş ışığı vurduğunda okumayı biraz zorlaştırıyor. Genel olarak iç mekan ne çok lüks ne de salaş görünmek istiyor, bunun yerine sportif sürüşü ile tatmin etmek isteyen bir otomobilde olması gerektiği gibi bir hava hakim, hatta spor otomobil ergonomisi mevcut diyebiliriz. Koltukları o şekilde ayarlamak mümkün ki, ayar sonrasında kollarınız sanki kendilğinden direksiyon, vites kolu ve kullanım elemanlarına ulaşıyor. Herşeyden önemlisi, çalıştırma butonu direksiyonda yer alıyor.
Motoru çalıştırdıktan kısa bir süre sonra yüksek bir hayranlık uyandırıyor sizde. Sanki daha hareket eder etmez otomobil ile çok iyi bir ilişkiye sahip oluyorsunuz. Fiat temelli önden çekişli Alfa Romeo'ları aklınızdan hemen çıakrtın. Markanın çekirdek kullanıcıları için gerçek son Alfa, 75 modeli idi ve o arkadan itişli idi, aynı Giulia'da olduğu gibi. Ancak Giulia sadece arkadan itişli olması ile değil, çok hassas ve yol hakkında nerede ise tüm bilgileri veren direksiyonu ile de çok tatmin edici bir otomobil.
Mühendisler, BMW rakibi olan bu modeli inanılmaz şekilde kolay ve düzgün kullanılacak şekilde ancak Audi'deki gibi suni hissettirmeyecek şekilde tasarlamasını bilmişler. Audi'nin tam tersine. Giulia'nin süspansiyon sistemi o denli dengeli tasarlanmış ki, başka bir ayar akla bile gelmiyor. Giulia, bundan sonraki zamanlar için "İşte tipik bir Alfa" dedirtecek bir his uyandırıyor. Ne aşırı önden kayma ne de aşırı arkadan kayma eğilimi var, hızlı girilen virajlarda bile çok üzün süre dengede kalıp çok kolay hakim olunabiliyor.
Kötü engebeli yollarda, uzun süspansiyon yolları nedeni ile yaylanma oldukça iyi. Derin çukur veya tümsekler bile çok rahatça aşılabiliyor. Ancak çok aşırı bozuk ve zorlayıcı şartlarda biraz sıkıntı doğmaya başlıyor. Tekerler daima yol ile temas etmeye devam ediyorlar, enlemesine ve uzunlamasına engebeler rahatça alınıyor.
„Quattroruote“'deki arkadaşların yapmış olduğu fren testlerinde şikayet konusu olacak bir nokta ortaya çıkmadı. Gerçi onların kullanmış oldukları test teknileri bizimkiler ile çok farklı.
Aracın stabilitesini korumak için konfordan hiçbir şekilde taviz verilmemiş. Arkadaki Multilink aks, tekerlerin yoldan aldığı tüm darbeleri çok başarılı şekilde emmekte ve tekerlerin yol ile teması daima ideal olmakta. Sürüş esnasında yaşanan konfora sebep, uzunlamasına ve enlemesine olan salıncakların fonksiyonel olarak birbirinden ayrı olması ile kullanılan başarılı yalıtımdan kaynaklanmakta.
2,2 litrellik dört silindirli dizel, ses bakımından ön plana çıkmadan görevini yapmakta. İstekli şekilde yukarı doğru devirlenirken güçlü ve eşit bir çekiş sağlamakta, bu esnada da kesinlikle tüketimi yükselmemekte (100 km'de ortalama 6,2 litre). İsteğe göre alınabilen ZF 8 ileri otomatik vites kutusu vitesleri hızlı ve yumuşak bir şekilde değiştirmekte, sadece Start-Stop ile beraber çalıştığında ilk hareket esnasında hafif isteksizlik hakim.
Sabit vites kulakçıklarına sahip olan ve isteğe göre alınabilen sport direksiyonun ilave işlevleri çok ilgi çekici. Buna göre araç durur vaziyette iken sol kulakçığın çekilmesi ile D moduna geçilebiliyor ve her iki kulakçık aynı anda çekilirse vites boşa alınabiliyor. Tüm bu ilave işlevler ile direksiyonda bulunan çalıştırma butonu, üç yıllık geliştirme sürecinde otomobilin gelişiminde duyguların ne kadar ön planda olduğunu gösteren ayrıntılar.
Yeni ve kolay kullanımlıMultimedya sistemi de tamamen yeniden tasarlandı. Test aracında bulunan, navigasyonun da dahil olduğu 8,8 inç ekranlı Connect 3D Nav, BMW'deki i-Drive benzeri bir menü yapısına dahil, hatta teker teker menüler arasında dolaşma bile buna dahil. Ayrıntılara girilecek olursa, mesela navigasyon sisteminin çalışması esnasında bulunan bazı analog işlevler ile ekranı küçültmek mümkün.
Sistemin kullanımı sağlayan düğmen ortada bulunmakta ve çözüm içerisinde Audi'ye benzerlikler mevcut. Düğmenin yanında bulunan „Menu“ ve „Option“ tuşları, yakından bakılınca Audi'deki işlevler ile benzer. Tüm ekran görüntülerinde, ekranın altında sayılar bulunmakta ve hangi işlev seçilirse veya tıklarsa, o işleve ait sayı ön plana çıkarak büyümekte. Bu oldukça pratik bir işlev ve böylece uzun aramalara gerek kalmadan favori radyo kanalınızı seçebiliyorsunuz.
Ancak internet bağlantısı konusunda Giulia biraz zayıf kalıyor. Ne ayrı bir SIM kartı ne de akıllı telefonun 3G sinyalı vasıtası ile internete bağlanılabiliyor (Admin'in Notu: Kısa bir süre içerisinde Apple ve Android bağlantıları olacağı bilgisi var). Ergonomik açıdan bakılacak olursa ekranı ön konsolda biraz daha yükseğe konumlandırmak, gözün yoldan ekrana daha çabuk bakmasını sağlayabilecektir (Admin'in Notu: Mutlaka Alman premium diye tabir edilen markalardaki gibi yükseğe konumlanmış ve ayrı bir parça gibi duran ekran yapılarını ön plana getirecekler).
Modern zamanların en iyi Alfa'ı.Alfa Romeo çok hırslı bir yeni başlangıç peşinde. Ancak böyle olsa da xenon farlarına alternatif olarak Full-LED farların sunulmaması veya bir Head-up-Display (ön cama yansıtma teknolojisi) biraz garip. Yine de üretici Alfa Romeo, önümüzdeki bir kaç ay içerisinde eksiklikleri gidereceklerini belirttiler, buna aktif hız sabitleme sistemi ile isteğe göre alınabilen açılır tavan da dahil.
Bir iki güvenlik ekipmanı eksik olsa da Giulia, bir Alfista'nın mutlu olabileceği herşeyi sunmakta. Hatta o kadar çok iyi özelliğe sahip ki, Alfista olmayan birisi bile bir Giulia almak için yeterli nedenlere sahip olacaktır. Haleflerinde böyle bir şey söz konusu değildi ve ancak çok istemeniz durumunda eksiklikleri gözardı edebiliyordunuz. Ancak Alfa, şu anda yapmış olduğu atılım ile tüm önyargıları bertaraf edip geçmiş zaman içerisinde kendisine olan sarsılmış güveni tekrar sağlam bir temele oturtma anlamında emin adımlarla ilerlemekte. Bu güveni sağlayabilecek çözümler de elinde mevcut.
Alfa Romeo'nun tarihi içerisinde isim yapmış bir çok modeli oldu. Eski Giulia mesela bugün bir klasik sayılmakta ve bugüne kadar Giulia'nın hak ettiği kadar hiçbir başka model bu denli hak etmedi bu ismi. Giulia için modern zamanların en iyi Alfa Romeo'su diyebiliriz.
SonuçAlfa Romeo işte böyle herkese çok keyif veriyor, sadece Alfista için değil. Giulia'nın kullanımı çok rahat ve güvenli, sürüş açısından sürprizlere yer vermiyor ve aynı zamanda yaylanma konforu çok iyi. Ancak ikinci koltuk sırasında alan, bagaja yükleme ağırlığı ile bazı yerlerdeki kalite hissi biraz düşük.
İlk sürüş izleniminde bizi oldukça etkiledi, Audi A4'e karşı da ezilmesi. Testimizde Giulia oldukça tatminkar bir sonuca ulaştı. Yeniden başlangıç için daha iyisi olamazdı.
Derinliklerden tekrardan su yüzüne yolculuk: Genel anlamda Alfa Romeo, arkadan itiş ve Giulia ise özel aanlamda.
Bu testi İtalyan dostlarımız „Quattroruote“ editörleri ile beraber yaptık ve 180 BG'ndeki dizel seçeneğini kullanma imkanı bulduk. Balocco'daki test pisti haricinde ...
... İtalyan otoyolları ve iniş-çıkışlı çevre yollarında sürüş yaptık. Bunun haricinde „Quattroruote“'nin kendi test pisti Vairano'da tüm ölçümler gerçekleştirildi.
Oturuş pozisyonu bir spor sedanda olması gerektiği gibi alçak ve ergonomik yapısı ile harikulade.
2,2 litrelik dört silindirli dizel düşük devirlerden itibaren güçlü bir çekişe sahip ve istekli devirleniyor.
6,2 litre: Giulia test esnasında 6,2 litrelik ortalama ile yetinmesini bildi. 450 Nm'lik tork değeri göze alındığında bu iyi bir değer.
Bagaj hacmi 480 litre. İç yan duvarlar iyi bir kaplama ile kaplı ve bagaj kapağı kolları da giydirilmiş.
Full-LED farlar daha sonra gelecek.
18" jantlar.
7,1 sn: Durur vaziyetten 100 km/s'e 7,1 ulaşırken fabrika verisinde çok az sapma yaşanıyor.
Ön konsol yumuşak malzeme ile kaplı ve oldukça sağlam yerleştirilmiş, sadece orta konsolun orta tünel ile bağlantısı biraz daha iyi olabilirdi.
Alfisti, derinde yer alan göstergeleri sevecektir. Göstergeleri oldukça okunaklı.
Tırtıklı yapıları nedeni ile düğmelerin kullanımı çok rahat ancak orta konsolda yer alan düğmeler sank daha kaliteli olabilirdi.
Genel anlamda iç mekan ne çok lüks ne de çok salaş görünmek istiyor. Sadece sürüş keyfi ile tatmin etmek isteyen bir otomobilde olması gereken sadelik hakim.
Koltuk ayarı yapmak o kadar kolay ve başarılı ki, ayar sonrasında kollarınız sanki kendilinden direksiyon, vites kolu ve kumanda elemanlarına ulaşıyor.
Çok iri yapıdaki insanlar için arkası biraz dar gibi, ancak koltukların kendileri çok rahat.
380 kg: Dizel Giulia'ya sadece 380 kg yüklemesine izin veriliyor. BMW 320d'nin 455 kg ile karşılaştırıldığında biraz az kalıyor.
BMW ile benzerlikler? Sürüş deneyimi konusunda birbirlerine çok yakınlar.
Peki dış kalitesi nasıl? Boya parlak ve derin bir etki yaratıyor, karoseri işçliği çok iyi.
21 Ocak 2012, 00:09:33