Test: Alfa Romeo Giulia Quadrifoglio
Ferrari’nin Orta Sınıf Otomobili!Alfa Romeo bu örnek ile mükemmel bir otomobil yaratmış ve bu harika otomobili anlatmadan içimizdeki coşkudan kurtulamayacağız. Uzun yıllar boyu kaçmış olan fırsatlardan, aşırı iyimser otomobillerden sonra Alfa Romeo, bir Alfa Romeo’nun olması ve hissettirdiği gibi bir otomobil yarattı. Yeryüzünde canı gönülden başarılı olmasını istedeğiniz muhtemelen başka bir ikinci marka yoktur. Ve aslında bunu bile dile getirebiliyor olmaktan daha güzel bir his, duygu yoktur. Alfa Romeo Giulia gerçekten ama gerçekten çok iyi bir otomobil. “Keşke, ama, olsaydı” gibi kelimelerin kullanılamayacağı kadar mükemmel bir otomobil. Nokta.
Gerçekten önemliPeki bu ani değişim neden? Bir ressamın elinden çıkmış kadar güzel olan spor otomobil 4C bir dönüm noktası otomobili olarak satılırken, aslında orta bir sürüşe sahip idi. Cevap çok basit: Para. Karbon şasi ile üretilen 4C genel olarak bir imaj ve teknik yapılabilirlik örneğidir ve sınırlı sayıda üretilmektedir. Onun inanılmaz şekilde çekici ve hafif olması tek başına yeterli bir sebep. Güncellenmeye ihtiyacı var mı? O kadar da önemli değil. Ancak Giulia’da durum farklı. Tek atışlık bir hakkınız var bununla tam isabet yapmanız gerekiyor. Çünkü eğer Giulia hiçbir işe yaramaz ise, ileriki yıllarda bundan sonra gelecek olan modeller de bir işe yaramayacaktır. Başarılı olunmasını gerektiren en önemli sebeplerden biri özel olarak Alfa Romeo için geliştirilmiş olan Giorgio isimli yepyeni platform. Münih ve Stuttgart’a saldırmak için 800 kişilik bir ekip oluşturuldu ve bu işe milyarlar harcandı. Ve burada sadece karizmatik Giulia Quadrifoglio’yu BMW M3 ve Mercedes-AMG C 63’ün üstüne salmış olsaydınız bu hem kısa vadeli düşündüğünüz anlamına gelecekti hem de kısa süreli işe yarayacaktı. Burada asıl önemli olan ve Giulia Quadrifoglio’ya göre “peynir-ekmek gibi satılacak”, akıllı ve mantıklı dizel ve benzinli motorlu (136 ile 280 BG arasında altı motor) olacak olan normal Giulia’lardır. Normal modeller bile kalbinizin hızını arttıracak kadar güzeller, arkadan itişe sahipler, sessizler, sürüşleri çok güven verici, kullanımları çok rahat. Kısa bir süre sonra Giorgio’nun üstünde bir SUV bile yer alacak. Alfa bundan kaynaklı olarak gelecek üç yılda satışlarını 75.000 adetten 400.000 adete çıkarmayı düşünüyor. Ellerinde olan potansiyelin farkındalar.
Maranello motoruBiz yine de deli otomobile dönelim. M3 ve C 63’ün avcısı olan modele. Kâğıt üstünde yer alan bilgiler bile sizi kendinizden almakta. Quadrifoglio şasisi çelik ve alüminyumdan imal edilmiş, muhteşem bir tasarıma sahip olan 19’ jantlar önde çift salıncağa, arkada çok kollu bir bağlantı ile bağlılar. Arkadan itiş, çift balata ile desteklenen Torque-Vectoring-Differential arkadaki gücü iki teker arasında değişken şekilde dağıtmakta. Motordan gelen güç arkaya karbon şaft mili ile aktarılmakta. Onun önünde de isteğe göre altı ileri manuel vites kutusu veya ZF’den gelen sekiz ile otomatik vites (tahmini Eylül 2016’da gelecek) yer alıyor. Performans için yepyeni, “Ferrari teknolojisi ile geliştirildi” takısına sahip 2,9 litrelik, silindir kapatma sistemli Biturbo bir V6 motor yer almakta. Bu şekilde söylemek aslında çok zahmetli ve “İçinde bir Ferrari var” desek de aynı anlamı vermiş olurduk. Çünkü sonuç olarak bu motor Calirfornia’nın V8 Biturbo’su ile aynı çap ve stroka sahip ve her iki motor da F154 Motor Ailesi’nden gelmekte. Aslında bu durumu çok da açık istemekteler, ancak Alfa Romeo Marketing (Pazarlama) Ekibi’nin bunu her seferinde avazları çıktığı kadar belirtmek istemelerini anlamak gerek. Yine de var olan Mythos Ferrari (Ferrari Efsanesi)’ye zarar verilmek istenmemiş olabilir.
O kadar kolay değilHer ne olursa olsun, Alfa’nın yeni altı silindirli motoru 6.500 d/d’de 510 BG ve 2.500 d/d’de alınan 600 Nm tork ile turp gibi sağlam değerler vermekte. BMW’nin su soğutma teknolojisine sahip üç litrelik Biturbo motoru bile bu değere ulaşamazken C 63’ün bu değerler için iki silindir fazlası ve fazladan bir litre hacme ihtiyacı var. Ağırlığın azaltılması için Üst-Giulia’da opsiyonel olarak karbon seramik frenler ve Sparco’dan gelen karbon koltuklar kullanılmakta. Motor kaputu, tavan ve öndeki spoyleri flapı da karbondan üretilmişler. Bir Alfa’da alışıldığı üzere karoserisi her zamanki gibi muhteşem görünmekte. Agresif ama yine de yuvarlak hatları var, arkada Maserati’den izler taşımakta ve sadece İtalyan otomobillerinde alışık olduğumuz, o sizi kendine çeken sihir var. Ağırlık dağılımı 50:50, ancak genel toplam ağırlık beklenenin biraz üstünde. Alfa devamlı olarak 1.500 kg’dan bahsederken gerçek ağırlık sürücü ile beraber yaklaşık 1.650 kg. Muhtemelen kuru ağırlıktan bahsedilmekte idi. Şu anda bir M3’ten yaklaşık 60 kg fazlası var.
İç mekanı biraz sadeEğer ki Giulia’nın sunduğu menüde eksik birşeyler arıyor iseniz, hata yaparsınız. Bir hata bulabilmek için çok aradık ama bulamadık. Tamam, iç mekandaki materyal kalitesi tam olarak Alman Premiumların seviyesinde değil, materyaller bir miktar daha basit görünüyorlar ve iç mekandaki bazı yerlerdeki aralıklar bir Audi çalışanının biraz nefes almasını sağlayacak şekilde. Ancak gerçekçi olmak gerekirse bugüne kadar olan tüm Alfa’lardan on kat daha iyi diyebiliriz. Infotainment sistemi güzel şekilde entegre edilmiş ve çevirmeli-basmalı sistem aşırı şekilde BMW’deki ile benzerlik göstermekte. Aslında bu iyi haber ve herşey olması gerektiği gibi çalışıyor. Bunun yanında iç mekan harika bir görünüşe sahip. Sadece en gerekli şeyler bırakılıp gereksiz düğme ve şalterler şeyler kaldırılmış. Şurada bir tutam karbon, orada bir tutam Ferrari… ve bunlar gerçekten özel şeyler. Sürüş pozisyonu olması gerektiği gibi, ikinci sıra (arka yolcular) ve üçüncü sırada (bagaj) bile panik etmenizi gerektirecek bir durum yok.
Sedan FerrariGeçmişte yaşanan o kadar şeyden sonra bu Alfa’nın bir sürüş canavarı olan M3 veya C 63’e ciddi bir rakip olması bir komik ve garip bir his gibi geliyor hala. Ve bu durumda gerçekten çılgın olan şey: Genel olarak Giulia Quadrifoglio gerçekten daha çok keyif vermekte. Alfa’da bizi canlandıran şey onun Alman rakiplerine göre daha yumuşak olması, süspansiyon sisteminin yaylanmaya daha fazla izin vermesi. Belki sınırlarda M3 daha ciddi ve biraz daha hızlı olabilir ama Giulia resmen akıyor ve daha çok keyif veriyor. Mükemmel ağırlık dağılımı Giulia’da çok güzel bir denge sağlamakta ve zarif süspansiyon sistemi sayesinde gücün sizi o anda nereye götürdüğünü çok rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Giulia sizi hemen dışarı atmıyor, zarif bir şekilde sınıra doğru götürüyor ve size zaman tanıyor. Direksiyon innaılmaz yumuşak ve inanılmaz hızlı. Vahsi bir şekilde dönüş yapmanızı sağlıyor ve ön aksta bulunan özel tasarlanmış Pirelli P Zero’lar (yarış pistleri için özel P Zero Corsa da var) da size yardım ediyor. Ultra direkt direksiyon ile hasas süspansiyon çok iyi harmoni sağlamaktalar. Sanki, … ve evet, gerçekten bir Ferrari’nin bir orta sınıf sedan otomobili tasarladığını düşünüyorsunuz. Bunu inkar edemiyorsunuz, çünkü sonuç olarak Giulia’nın Baş Geliştirme Sorumlusu Philippe Krief isimli eski Ferrari çalışanı. Krief mesela 458 Speciale’de görev yapmıştı.
Tamamen "Maranellovari" olan başka bir şey de Manettino’nun üzerinde yer alan ve adaptif süspansiyonu üç modda ayıran düğme. DNA şalteri direksiyon, şanzıman, gaz tepkimesi ve traksiyonu kontrol etmekte. Bunun yanında ESP’yi tamamen kapatan ve herşeyi hücum durumuna getiren R-Modu var. Eğer Dinamik modu ile yetersiz kalıyorsa, Race sizi tüm prangalardan kurtarıyor. Ancak ESP’siz şekilde bile korku kelimesi size yabancı gelecektir. Giulia bu durumda bile bir M3’ten daha sakin ve kullanıcı dostu, sınırlarda zarif ve güven verici bir şekilde ilerlemekte. Ve Torque-Vectoring-Diff işini muhteşem yapmakta. Bu otomobil size her durumda gerekli bilgileri aktarmakta ve daima ne kadar traksiyona sahip olduğunuzu biliyorsunuz. Geri kalan herşey tamamen bir ritüel. Nasıl giderseniz gidin, ister ciddi ve yol tutuş üst düzeyde, ister drift yaparak isterseniz de arkanızı hafif savurak gidin, bir sonraki köye güvenli ve nefesiniz kesilircesine gidebileceksiniz. Bu otomobilden daha rahat ve kontrol edilebilir şekilde drift yapabileceğiniz muhtemelen çok az otomobil var. Ve eğer yine de işler yanlış gidecek gibi olduğunda elektro-mekanik frenler çok hassas ve bir kıskaç gibi sizi kontrol altına almakta.
Otomatik öncelikli olmalıHerşey kulağa gerçek olmayacak kadar güzel gelirken işin içine bir de canavar gibi bir motor giriyor. Ferrari köklerine sahip olan bir motordan beklediğiniz herşeyi size sunuyor. İnanılmaz keskin bir gaz tepkisi, tüm devir aralığından devamlı hazır ve devirlenmeye inanılmaz istekli. Çok yüksel devirler çevirmese de (7.800 devirde kesici devreye giriyor) C 63 gibi o devir sayısına gelene kadar herşeyi o kadar iyi yapıyor ki, yüksek devir çevirmemek hiçbir şekilde dikkat bile çekmemekte. Bu arada Giulia’da M3’e göre fazladan olan 80 BG’nü ancak doğrudan bir karşılaştırma ile anlamak mümkün olacaktır. Ancak ne olursa olsun, Top-Giulia inanılmaz hızlı bir otomobil. Bunun haricinde İtalyan sesini en iyi şekilde yansıtmasını biliyor. Bir AMG V8 kadar saçlarınızı dağıtan bir ses değil ama tüyleri diken diken eden tınıyı hissediyorsunuz. Genel olarak bu kadar iyi şeyin yanında sanki altı ileri manuel vites o kadar mükemmel değil. Bu yazdığımız ile kesinlikle kötü olduğu anlaşılmasın, tam tersine oldukça iyi ama sanki otomobilin sahip olduğu genel mükemmeliyeti tamamlamıyor gibi. Eylül ayında ZF’ten alınan ve Ferrari’deki gibi XXL boyutundaki vites kulakçıklarına sahip olan sekiz ileri otomatik vites gelecek. Bir kamçı hızına sahip olan vites geçişleri ile bu şanzıman kesinlikle çift kavramalı bir şanzımanı aratmıyor. Birçok üretici bu ZF şanzımanı kullanıyor olsa da hiç birinde Giulia’nın sahip olduğu sportiflik bu kadar iyi harmanlanamadı.
Fiyat olarak da uygunFiyat açısından bakılacak olursa Giulia 71.800 € fiyatı ile M3 seviyesinde. Seramik frenler ve karbon koltukların da dâhil olduğu bir listeyi oluşturursanız hızlıca 90.000 € seviyesine geliyorsunuz. Ve aslında bu performans sınıfında hiçbir şekilde söz sahibi olmayan bir üreticinin istediği bu fiyat çok cüretkâr. Yine de bu muhteşem güzellikteki, çekici ve üstün yetenekli Giulia Quadrifoglio hiçbir şekilde gereğinden fazla talep etmediği Alman rakiplerinden geri kalmamakta ve belki de talep edilen miktar az bile kalmış olabilir. Eğer siz de bu fikirde iseniz satışına 17 Haziran 2016’da başlanıyor.
Giulia karşımızda ve kendisi mükemmel. Alfa Romeos Giulia Quadrifoglio ilk testimizde güzel hareketler sunuyor. 
510 BG, arkadan itiş, Torque-Vectoring-Differenzial ve mükemmel bir süspansiyon sistemi ile keyifli sürüşler ve lastik yakmak mümkün. 
Giulia tamamı ile yeni alüminyum ve çelik karışımı bir platforma sahip. Geliştirme Sorumlusu Philippe Krief eski bir Ferrari çalışanı. Topmodel Giulia Quadrifoglio, BMW M3 ve Mercedes-AMG C 63’e rakip. 100 km/s’e 3,9 saniyede çıkarken azami hızı 307 km/s. 
Motor kaputu, tavan ve ön flap karbonden imal edilmiş. 
Quadrifoglio öndeki daha büyük hava girişlerinden ayırt ediliyor. 
İç mekanda sadelik üzerine odaklanılmış. Kalite olarak tam Audi seviyesinde değil. 
Sürüş pozisyonu çok iyi. Özellikle Sparco’dan gelen karbon spor koltuklar da var ise. 
Alfa’nın DNA şalterinde artık bir Race modu da var. Bu şalter ESP’siz sürüşlere imkan tanıyor. 
ZF otomatik vites manule vitesten daha iyi gibi. Sistem kontrolü BMW’deki gibi çevirmeli ve basmalı bir düğme yardımı ile yapılmakta. Üstüne üstelik çok iyi çalışmakta. 
Pedal tasarımı çok sanatsal olmuş. 
Seri donanımdaki koltuklar çok iyi görev yapmaktalar.
Arka koltuk sırası! Tahmin edilenden çok daha iyi. 
Karbon elemanlar Quadrifoglio seri donanımda. 
Bagaj hacmi 480 litre ancak bagaj açıklığı biraz dar gibi. 
2,9 litrelik Biturbo-V6’nun genlerinde Ferrari var. Muhteşem bir örnek. 
Ön flap tampona adapte edilmiş. 
120 km/s’ten sonra aşağı iniyor. 
Nefes kesici 19’ jantların arkasında telebe göre karbon seramik fren alabiliyorsunuz. 
Stop lambaları biraz Maserati’yi andırıyor. 
Bagaj kapağının üstünde bir karbon spoyler yer almakta. 
Egzoz çıkış boruları konvanisyel şeklin dışında yerleştirilmiş. Ses olarak çıkan ise şapka çıkartmayı gerektirecek derecede iyi. 
Alfa Giulia Quadrifoglio 17 Haziran’da 71.800 €’dan başlayacak. 
Alfa Romeo, Giulia ile muhteşem bir otomobil yaratmış ve muhtemelen BMW M3’ten çok daha keyif veren örnek olmuş.
13 Mayıs 2016, 23:22:20