Merhaba sevgili alfisti,
Bu yazı biraz uzun olabilir o nedenle sıkılmadan okumayı başarabilen arkadaşlara şimdiden teşekkürler
Dileyenler doğrudan fotoğraflı kısımda incelemeye geçebilir.
Bu yazıda yeni satın aldığım 1.6 JTDM Giulietta TCT'yi tercih etme sebebimi, ilk izlenimlerimi, elimden geldiğince detaylı incelemesini ve biraz da önceki aracım 1.9 JTDM q-tronic 159 sonrası eksi ve artılarını bulacaksınız. Ben 38 yaşında bir sürücüyüm, seri araç kullanmayı sevsem de kapsamlı motor / teknik bilgim yok, tamamen ortalama bir otomobil kullanıcısıyım. Bu nedenle yetersiz bulursanız mazur görün
.
SATIN ALMA ÖNCESİ: Bu bölümde pek bir heyecan yok !
Bir süredir yeni bir araç satın almayı düşünüyordum. 159 ile vedalaşma zamanım yaklaşıyordu çünkü bu güzellik kusursuz olmalıydı ancak servis ihtiyacı yüzünden beni epey yormuştu. Günlük güzergahım kısa mesafelerde bolca trafik ışıklı yol ve işyerimde park sıkıntısı oldukça fazla. D segment arabalar (özellikle dizeller) bence gerçek uzun yol arabaları. 159'un sportif sürüş karakteri de eklenince şehir içinde bu ağır kütleyi kısa mesafelerde kullanmak maliyetli ve yıpratıcı oluyordu. Mesela kışın koca motor ısınana kadar çocuğumu kreşe getirmiş oluyordum. Ayrıca eşim araba kullanmayı çok istese de 159 ile pek anlaşamadılar.
159 sahibi olarak kendimi tam anlamıyla özel, seçkin ve sıradışı hissediyordum. 159 bence ulaşılabilir motor ve bütçe seçeneklerine sahip araçlar içerisinde en seksi ve güzel arabadır. Genel olarak araç değiştirme, işler yolunda gittiği sürece hep upgrade şeklinde gitmeli düşüncesindeyim. Açıkçası ben 159'dan sonra Mercedes C200 dizelin bende bu upgrade duygusunu yaşatacağını düşünüyordum ancak 159 ile yaşadığım gündelik sorunlar bu kez katlanarak artacaktı. Ayrıca sıfır km bir araç için bütçem 120.000 ve üzeri rakamlara ulaşamayacağından, bir sonraki aracımın sıkıcı vasat diğer piyasa araçlarından biri olacağı kaygısı vardı.
Olası seçeneklerden İnsignia ciddi fiyat indirimine (cosmoyu 102.000 TL'ye kadar iniyorlar) rağmen yine bir D segment araç oluşu, zayıf dayanıklılık söylemleri, sıradan görünümü ve vasat sürüş karakteri yüzünden elendi. Yeni Astra ortalıkta bir anda pıtrak gibi çoğaldı. Fiyat olarak aklımın bir köşesinde hep bulunan
olağan tercihten pek farklı değildi. Ford Focus alırsam kendimi daha memur hissedemezdim herhalde. Mercedes A AMG ikinci el alabilirdim, premium bir marka idi ama Renault motoru ile sıfır Giu karşısında pek şansı yoktu. Diğer markalar ya bütçeden, ya şekilden ya da 1.6 dizel otomatik seçeneğinin yokluğundan elendi.
YENİ 1.6 DİZEL OTOMATİK GIULIETTA İLE TANIŞMA:
Alfa Romeo'yu sona bıraktım, olağan tercihim olacağını bildiğimden önce rakipleri görmek istedim (Giu 5 yaşında olmasına rağmen hiç kullanmadığım için benim için yeni gibi). Giu'nun yalandan makyajını görmeye gittik ailecek. Dışı zaten güzel ve sıradışı ama içini de çok beğendik. Orta sınıftaki diğer rakiplerinden iç mekan kalitesi olarak daha kaliteli imaja sahip (ama premium iç mekan algısı yok), üstelik en sportif ruhlu iç mekan Giu'da vardı. Giulietta onu bir alfistanın tercih etmesi için biraz birşeyler sunsa yeterli olacaktı, test sürüşünde çok daha fazlasını verdi. Yeni koltukları, sürüş keyfi ve yol tutuşu ile tutkuyu ateşledi
. Dert ettiğim bagaj hacmi de 159'un bagajını yılda bir-iki kez fullediğimiz gerçeğini düşününce gayet yeterli geldi. Eğer Giulia ulaşabileceğim motor seçenekleri ile gelecek olsaydı D segment olmasına rağmen kesinlikle beklerdim ama şu anda en mantıklısı Giulietta oldu bizim için.
Yeni aracımız belli olduğuna göre şimdi rüyaları süsleyecek bir Giu edinme zamanıydı. Cam tavan olmazsa olmazımdı (6000 TL). 18 inch five hole black jant bir Alfacının olağan hayalidir (2500 TL). Full deri lüks spor paket 13.000 TL fiyatı ile boğazda düğümlenme yaratsa da yarı alcantara koltuklu olanı İzmir Manisa Kuşadası sıcağında daha mantıklı idi, üstelik karbon görünümlü iç mekan kaçmazdı (10.000 TL). Bu rüya kombinasyon güzel bir indirimle bizim olabilirdi ancak sadece birkaç saatlik düşünme süresi sonrası kaparo vermeye gittiğimizde Türkiye'de bu kombinasyondaki iki aracın da satıldığını öğrendik. Bir adet magnezium gri Giu ise Temmuz başında gelecekti ama zaten gri istemiyordum. Hayal kırıklığım yerini mantığın tesellisine bıraktı. Yaşadığım şehrin malum yollarına o ince yanak lastikler lüks kaçacaktı. Sert süspansiyon günlük kullanımda Arnavut kaldırımlı yollarda rahat olmayabilirdi. Zaten bi ton paraydı
. Bu hali de güzeldi. Yeni aracımız Süper donanımdaki cam tavanlı Giu oldu.
RENK TERCİHİ:
Hiç beyaz araba kullanmadım. Giuliettayı çoğunlukla beyaz gördüğümden cam tavanda beyazı çok yakıştırıyordum. Kırmızı ile çok arada kaldım ama pek araba yıkatacak vakit bulamadığımdan ve çiziklerin içimi daha az acıtacağını düşündüğümden (mutlaka çizecekler, 159'a birisi haç çizmişti
) beyazı tercih ettim. Ancak bana göre yeni makyajlı cam tavanlı beyaz Giu otoparkta onlarca aynı renkteki araç arasında hiç dikkat çekmiyor. Kırmızıya göre çok daha sıradan. Belki bu scudettoda krom ızgaraların parlaklığının olmayışından kaynaklanıyor olabilir. Yine de beyaz rengin aracı nispeten serin tutması ve çok çekici olamama gibi avantajları var.
1.6 JTDM GIULIETTA SUPER TCT Yeni Giulietta SUPER TCT donanım paketi eski Giu'ya göre belirgin şekilde pahalı olsa da 6 ileri otomatik vitesin yanısıra, motorda iyileştirme (artık EU6 120 BG), bana göre kesinlikle çok daha güzel yeni siyah kumaş koltuklar, yeni jantlar, standart bi-xenon farlar ve ön park sensörü ile kendini affettiriyor. Kaldı ki Mayıs ayındaki cam tavan hediyesi ile bu donanım düzeyi diğer markaların orta sınıf C segmentlerinden daha bile ucuza gelebiliyor. Super pakette önceki distinctive donanımda olan krom ayna kapakları yok, gövde rengi yan aynalar var.
Ön yüzün makyajı konusunda daha iyi ya da kötü olmuş diyemeyeceğim. Bunlar Alfa Romeo'da kimin aklına geldi, kim bunu ciddiye alıp mantıklı buldu da seri üretime girdi bilmiyorum ama buna facelift demek zor
. Bence yine de petek scudetto ve tampon alt orta kesiminin siyah görünümü ayrı bir sportif hava vermiş. İki hali de ayrı güzel düşüncesindeyim.
Super donanım paketinde ''otomatik katlanır yan aynalar'' olduğu belirtilse de yine eskisi gibi düğmeye basarak kapatabiliyoruz yan aynaları. Oysa marşı kapattığımızda kendiliğinden kapanan aynalara ben ''otomatik'' derim
.
Türkiye'de Super donanım paketinde bu jantlar standart geliyor. Açıkçası ilk internet sitesinde gördüğümde klasik 5 hole janta göre gereksiz bir atraksiyon olarak düşünmüştüm ama gerçekte cidden çok farklı ve güzel jantlar. Bu arada spor paketsiz Giu'da görebileceğiniz gibi arazi aracı tadında teker-çamurluk mesafesi var. Şimdilik dokunmayacağım çünkü ilk kez altı sürtmeyen bir Alfam var
.
Jantların üç boyutlu zarif yapısı bu açıdan daha iyi anlaşılıyor.
Giulia ile aynı fontta yeni Giulietta yazısı. Yine aynı fikirdeyim, ne daha iyi ne daha kötü, ikisi de ayrı güzel.
Far çevresi 2015'te olduğu gibi karartılmış halde, lüks spor pakette ise buralar füme rengi değil karbon görünümlü
Bunların dışında yeni amblem hariç bildiğimiz Giulietta
2016 Giu'da göğüs kısmı siyah fırçalı görünümde, plastik ama güzel görünüyor. İç mekanda siyah hakimiyeti var; tavan, döşemeler, koltuklar, ön panel ve konsol, her yer siyahın çeşitli tonlarında. Koltukların fotoğrafını çekmemişim, yarın çekerim ama insanı güzelce kavrıyor, ne çok sert ne çok yumuşak. Deri koltuklu 159'dan sonra oturuşunu çok beğendiğimi söyleyebilirim.
Youtube videolarından anladığım kadarıyla aracın iç mekan kaplaması ne kadar yumuşak o kadar kaliteli
. Test eden oturur oturmaz başlıyor orayı burayı mıncıklamaya. İnsan ister istemez merak ediyor, yahu bu sert plastikle yumuşak plastik arasındaki fiyat farkı o kadar fazla mı diye. Neyse eğer biz de Giumuzun orasını burasını mıncıklarsak ve parmak batırırsak, en sık yumuşak malzeme kullanılan konsol üstünün bile pek de yumuşak olmadığını farkediyoruz. Üst kısım zaten sert, göğüsü çevreleyen siyah alan birazcık yumuşak (yaşasın biraz kaliteli bir yer bulduk
). Kapı içlerinin üst kısımları da haliyle sert. Yani genel olarak öyle yumuşak kaplama pek yok. Bu da neredeyse her yeri yumuşak ya da dokunması hoş plastik kaplama olan 159'dan sonra gayet orta sınıf bir araca bindiğimiz hissi uyandırıyor. Ayrıca direksiyon altına uzanan plastik kaplama tuhaf bir şekilde bir taraftan boşta kalıyor. Acaba montajını yapmayı mı unuttular diye düşündüm. Cumartesi bayiye tekrar gidip diğer Giulara bakacağım. Ama ben genel olarak diğer sıkıcı rakiplerine göre çok daha zevkli buluyorum iç mekanı veee youtube test videolarından en sevdiğim (ama aslında hiçbirşey ifade etmeyen) ünlü söz ile bitireceğim: yeni Giu'nun iç mekanı sınıf standartlarını karşılıyor
Giulietta'nın iç aydınlatması eski Magirus dolmuşlarından hallice
. Bence arabanın en vasat kısmı buralar. Üstelik rakipleri ambiyans aydınlatma peşinde koşarken. Ön ışıklar direk kişinin yüzüne vuruyor, arka ise cam tavan yüzünden arka koltuk başları üzerine yerleştirilmiş, her ikisi de çok basit görünüyor. Bir iyileştirme yapılabilir mi bilmiyorum. 159 ile hiç karşılaştırmıyorum bu kısmı
Direksiyon gayet güzel ele oturuyor ve şık. Gösterge paneli de öyle zevkli ve kullanışlı. Emin olmamakla birlikte yol bilgisayarında sanırım kırmızı görünümden vazgeçilip siyah zeminde beyaz fonta geçilmiş. Çok kaliteli ve işlevsel görünüyor. Aman aman janjanlı renkli görünümü yok, olmasın da. Bir yol bilgisayarından beklediğim animasyonlar değil, bilgi edinme çünkü.
5 inch uconnect ekran bana gayet kullanışlı geldi. Zaten bilinen Fiat ekranı. Gönül isterdi Navigasyonlu 6.5 inch ekranı ama 5000 TL ye iki adet en son çıkan Ipad alınır. Telefonumu kolayca eşleştirdim. Blue&me erkek sesli olmuş. Sesli komutlarımı bazı durumlarda yavaaaaş algılasa da radyo frekansını bile sesli söyleyerek buldurmak hoşuma gitti.
İyi bir müzik dinleyicisi olduğumu düşünüyorum. 159'un standart ses sistemi son derece kaliteliydi. Giu'nun ses sistemi ise pek emin değilim, çok kurcalayamadım ama biraz geride gibi gelse de gayet kaliteli ve yeterli olduğunu düşünüyorum. Bass, tiz ve mid ayarı olarak üç ana ekolayzır parametresi var. USB, CD, AUX kaynaklarının yanısıra Bluetooth ile bağlı telefondaki tüm müzikleri siz hiç birşey yapmadan buluyor ve çalıyor (159'un Blue&me'si hiç böyle şeyler yapmıyordu).
Önceki Giu'larda da öyle mi bilmiyorum ama çocuğunuz için oto koltuğunuz varsa Isofix bağlantısı için epey ter dökeceğinizi söyleyebilirim. Koltuk döşemesi içinde bir yere saklanmış halkaları bulup da bize izin verilen daracık aralıkta takmayı başarmak efor istiyor. Ayrıca emniyet kemeri bağlantı yeri pek dışarı çıkamadığından her seferinde emniyet kemeri tokasını takabilmek için küçük bir güreş tutuyorum.
Beklediğimden de uzun bir inceleme yazısı olduğundan asıl güzel kısım olan motor ve sürüş kısmını yarın anlatacağım. Arkası yarın