Bella'yı takdimimdir: 156 2003 Mk1.5 Selespeed - 34 GH 8783

[coyote]

Yıllar önce sökülen arabayı toplarken yaşanan "Lan ben bunu nerden sökmüştüm" anı... Anlayamazsınız 

[melih123]

Vay arkadaş, 1 yıl olmuş ya la? 

Hemen update vereyim. Son iletimden sonra bayrama kadar tekrar bakmaya vaktim olmadı. Bayramdaaaaan bayrama diye diye geçen hafta hataları elimine edip çalıştırmayı başardım. Hatta dün çıkarıp 4000 devirin altında ve düşük hızda kalmak kaydıyla biraz gazladım. Hafif cahil cesaretiydi tabi o kadar sene yatmış arabanın triger kayışını değiştirmeden yapmak ama başıma bir şey gelmedi. Gelecek hafta Pazartesi triger, yağ, soğutma suyu falan filan değişimi için randevumu aldım.

Anlayacağınız, Bella yollara dönüyor. 

Bu aralar hiç duymadığınız küfürleri işitmek istemiyorsanız bana elektrikçi ve beyinci esnafının adını anmayın. Olay tamamen tesisattan çıktı. Kaput altından Selespeed kontrolcüsüne (TCU) CAN hattı çekip ABS-motor-Selespeed haberleşmesini sağlayabildim. Akünün arkasına geçici bir sigorta kutusu attım, oradan da Selespeed'in akü ve kontak sinyallerini yine kaput altından içeri direkt yürüttüm. İçeriye bir röle koydum kontak elektriği için, bunun tetiğini de çakmaklıktan aldım.

Sonra Selespeed konnektörü buldum. Meğer konnektörde de sorun varmış, OBD'den bağlanamayıp TCU'da sorun var diye korkmuştum, olay OBD'den gelen hattın pininin Selespeed TCU'sundaki pine düzgün temas etmemesiymiş. Başka temassızlıklar da vardı muhtemelen, ama Selespeed konnektörü alıp kabloları güzelce etiketledikten sonra orijinal tesisatın orijinal sokete giren kablolarını tek tek keserek yeni konnektöre bağladım. Şu anda elle kıvrılıp bantlanmış vaziyette. Tabii o elektrikçi olacak "şey"lerin yaptığı gibi gelişigüzel değil, düzgünce.

Bir alay trim parçasını hem bu işleri takip ederken, hem de başka sebeplerle çıkarmıştım. Onları da takmam gerek. Kaputta vernik attı, portakal kabuğu gibi oldu, zımparayla dalacam. Yani bir miktar daha iş var. Ama gelecek hafta kötü görünümle de olsa sürülebilir hale getirebileceğim gibi görünüyor.

Umarım maceranın sonudur da keyfini çıkarabilirim artık. Çok özledim.

Hoşgeldin abi,
Öncellikle sorunu çözmene çok sevindim. Kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Selespeed arızaların %50'si elektrik tesisattından kaynaklanıyor. 25 senelik alfa ustasının illa debriyaj valfi değişecek dediği ve bana boşu boşuna sıfır ev0 valf aldırdığı arızayı düzelmeyince, valf soketini değiştirerek çözmüştüm.

[radar54]

Hahaha olabilir de kaç kişi kaldık ki, Üç Harflilere binenler var aramızda. Şimdi isim verip rencide etmeyeyim. :

Sent from my M2101K6G using Tapatalk

Olur olur SS baktıramıyoruz diye satıyoruz güzelim Alfaları. 3-5 harfli de olsa onlarda ayağımızı yerden kesiyor sonuçta 

[octinum]

Yıllar önce sökülen arabayı toplarken yaşanan "Lan ben bunu nerden sökmüştüm" anı... Anlayamazsınız 

Ahahaha nereden aklına geldi ya? Dün gece 1 gibi kaput altına çektiğim ekstra tesisatı toparladım, bagajda bir fitil geçti elime, bunu arabada takacak yeri hatırladım hatırladım, hatırlayamadım kendime takcam dedim yattım rüyama girdi. 

Neyse, mevcut durum efenim. Özet geçelim, Selespeed'in kontakt beslemesinde kırık var muhtemelen. Voltaj düşüyor. Ek olarak CAN kabloları hem ters bağlanmıştı, hem de elle kıvrılıp öylece bırakılmıştı. Ayrıca sokette de temassızlık olduğu için Fiat MultiECUScan ile Selespeed'e bağlanıp hata okuma falan yapamıyordum.

Not: Resimler çıkmadı, daha sonra düzeltmek üzere bırakayım şöyle. Kusura bakmayınız.

You are not allowed to view links. Register or Login
Ön camın sağ alt tarafında, silecek kapamalarını açınca ulaşılabilen kauçuk bir grometle kapatılmış delik var. Sağdan direksiyonlularla alakalı herhalde. O gromette iki tane delik açtım ve spiral içinde kablolarımı geçirdim. Gromet acayip kaliteli malzeme yalnız. Neyse, grometin arkasında izolasyon malzemesi var ama yuvarlak ön kesikleri açılmış, parmakla dürtünce içeri düşüyor. Buradan itelediğiniz kablolar doğrudan doğruya torpido gözünün arkasından aşağı sarkıyor.

Toplamda 2.5mm2'lik iki besleme, iki de şasi geçirdim. Bunlar Selespeed'in akü ve kontakt beslemeleri oldu. Evde sarı-yeşil kabloları matkapla birbirine dolayıp CAN kablosu yaptım, onu da ikinci spiralden geçirdim. İkinci spiralde aynı zamanda 5-6 tane de yedek kablo var, başka bir hatayla karşılaşırsam kullanırım, kullanmazsam da gelecek projelere hazırlık olur diye ekledim.

You are not allowed to view links. Register or Login
Kaput altına girdikleri yerden bez bantla sardığım kabloları spiral içinde kule gergisinden yürüttüm.

You are not allowed to view links. Register or Login
Meşhur CAN kablosu. Motor beyin (ECU) konnektöründeki belirli iki pine bağlı. Benden önce elektrikçi olacak hayvan evladının biri o kabloları kesip elle kıvırıp bırakmış, şimdilik çalışıyor diye ellemedim, ileride düzeltince ayrı gösteririm o işi.

You are not allowed to view links. Register or Login

Beslemelere yüzük terminal yapıp bağladım ve geçici bir sigorta kutusunu akü arkasındaki esnek parçaya kablo bağıyla sabitledim. Çok afedersiniz şey gibi sallanıyor ama şimdilik iş görecek mecbur. Bisikletlere ıvır zıvır bağlamaya yarayan aparatlardan alıp kule gergisine aktarmayı düşünüyorum daha sonra. Selespeed akü beslemesi 20A, kontakt beslemesi 10A sigortadan geçiyor.

You are not allowed to view links. Register or Login

Back to the Future IV. 88 mili geçince araba zamanda yolculuk yapacak.  Neyse, Selespeed beyni (TCU, Transmission Control Unit) soketini buldum buralardan, kabloları tek tek eski soketten söküp aktardım. Şimdilik güzelce kıvrılıp bantlanmış durumda, hafta sonuna doğru onları ya "butt connector" denen şeylerle ya da lehimle sabitleyeceğim.

Önemli teknik bilgi: CAN hattının iki kablosu (CAN High ve CAN Low) arasında 60 Ohm direnç olması gerekiyor. Buna terminasyon direnci deniyor, genelde hattın iki ucuna birer tane 120 Ohm takarız. Gördüğüm kadarıyla bizim arabalarda ABS kontrolcüsünde (beyninde) 120 Ohm var. Hattın bir yerinde daha olması gerek ama bulamadım, belki tesisattaki kopuklukla alakalıdır. Ben de Selespeed TCU'nun oraya bir tane 120 Ohm direnç ekledim. Şu anda CAN hattı direncim yaklaşık 67 Ohm. Çalışması için yeterli.

You are not allowed to view links. Register or Login

Kaput altında uygun yer bulamadım ve kontakt sinyalini çakmaklıktan Selespeed'in yanına çektim. Selespeed TCU'sunun yakınında bir röle ekledim. Kontak açılınca çakmaklıktan tetikleniyor bu röle, ve Selespeed'in kontakt beslemesini sağlıyor.

Şu işleri bitirince komple tesisat almaya kafa yoracağım. Burada da sorarım, her ne kadar istesem kendim komple tesisat çekecek noktaya geldiysem de son halinin orijinal olmasını istiyorum. 

[octinum]

Hoşgeldin abi,
Öncellikle sorunu çözmene çok sevindim. Kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Selespeed arızaların %50'si elektrik tesisattından kaynaklanıyor. 25 senelik alfa ustasının illa debriyaj valfi değişecek dediği ve bana boşu boşuna sıfır ev0 valf aldırdığı arızayı düzelmeyince, valf soketini değiştirerek çözmüştüm.

Kesinlikle ya. Bir de mekanik tarafta pek sıkıntı yok ama elektrik ve elektronik taraflarında çok feci bilgisizlik var. Elektrikçi tayfası lamba yakacak kadar kablo çekmenin ötesini bilmiyor genelde. Benim Selespeed beslemesi de muhtemelen, o da eğer el attıysa, lambayı bağlamış, öbür taraftan lamba yanınca tamam demiş geçmiş. Geçen seneydi galiba, voltajını ölçmek aklıma geldi. Aküdan 1V kadar düşüktü başta, araba bir çalıştı, sonra çalışmadı, tekrar baktım oynayınca 8V civarına düşmüş. Kırık yani kablo aslında, ama lambayı yakacak kadar elektrik geçiriyor.

Hah, "beyin" işini de unutmayalım.  Elektronik kontrolcülerin ömrü arabanın ömründen çok daha fazla normalde. beyin dendiyse, muhtemelen beynin çalışmasını etkileyen ama beyinde olmayan başka bir olay vardır. Genelde tesisat çıkar.

[octinum]

Eveet, resmen yollardayız tekrar. Bugün triger kayışı, yağ ve yağ filtresi 3.5 yıllık yatışın ardından yıldan dolayı değişti. Triger kayış değişim rekoru kırdım, motor yapıldıktan hemen sonra yatırdığım için triger kayışı yaklaşık 15 kilometrede değişmiş oldu. 15 bin değil. Düz 15.  Bir de kalorifer hortumlarından biri çürümüş o değişti.

Özlemişim epeyce. Motor da yeni olduğu için aşırı devir çevirmeden, ama sürekli devir değiştirerek kullandım. Doğal olarak sürekli senfoni dinlemiş oldum. Yarın veya öbür gün lastikler ve rot ayarı ile devam edeceğiz işlemlere. Hafif sola çekiyor gibi, az sonra inip basınçlara bakacağım. Kumandaya da pil takıp iniyorum.

Alfayedek'ten silecek, arma falan siparişi verildi. Sevgili Sercan neredeyse daha ben "alsam mı ki şunları yea" derken hissedip de paketlemiş gibi kargoya vermiş.

Sıradaki etap sağ ön park ampulü, sağ ön kısa far, bir de arka sis lambası. Sağ ön far basbayağı mavi gibi ve sönük görünüyor, balasttan/Xenon beyninden mi yoksa ampulden mi bilemedim, ampul sipariş ettim bizim bakkala bırakmış kargocu ben yokken. Umarım ampuldür. Zaten far "beyni" de çakma, Çin malı bir şey. Orijinale daha sonra döneriz. Hah, bir de kaput ve sağ çamurluğun üstündeki ciddi vernik yanıkları. Zımpara geçerken yıllar önce pasta yapan arkadaşların verniği komple alıp boyaya indiğini görmüş oldum. Boyayı iyice almaktan korka korka zımparayı yaptım. Ucuz polisaj aleti sipariş ettim, onunla en azından yüzüne bakılır hale getirebilirim umarım.

Arka sis düğmeden çalışmıyor. Geri vitese takınca geri vites lambalarıyla birlikte yanıyorlar. Sağ ön park için de, elim ayağım girmedi, kapağı sökemedim, belki de hatırlayamadım park için kısanın kapağından mı uzunun kapağından mı ulaşıyorduk, ondan yapamadım. Haftasonu da Selespeed basınç sensörünü değiştirip hat sonu denedikten sonra Selespeed TCU kablolamasını lehimle kalıcı hale getireceğim diye planlıyorum. Sonra da muayene.

Bunları müteakip de kozmetikten devam olacak gibi görünüyor. Trimleri, özellikle göğüs ve kapılardaki pütürlü kaplamayı siyahlatan bir şey buldum, SMX'in Back to Black mi ne yazan bir spreyi işte. Bir süre bekleyeyim bakalım yeteri kadar kalıcı olursa paylaşırım. Orta ekranın kondansatörleri sipariş vereceğim bir onlar gelecek. Sigortalık kapağını eski haline getirmek için bir şeyler yapacağım. Böyle böyle gidecek işte toplama işleri.

Pis bir fotoğrafını paylaşayım. Dün yıkadım üstünkörü de olsa, şu anda böyle gözükmüyor.

You are not allowed to view links. Register or Login

[octinum]

TLC devam. Bu haftanın kalan konuları arka sisler, sağ ön park ve kısalar oldu.

Arka sis lambaları içeriden düğmeyle yanmıyor, ama geri vitese takınca geri vites lambalarıyla beraber yanıyordu. Klasik "kablo izolasyonu sıyrıldı" vakası. Bu kısımdan sonra anlatacağım ikinci bir mevzu daha var bende gerçi ikisi birden olmuştu.

İlk olay gövdeyle (arka camın sol alt tarafı) bagaj kapağı arasındaki kabloların kırılmasından kaynaklanıyor. Kablo izolasyonları yıllar içinde gevrekleşiyor, aç-kapa ile sürekli hareket edince de dökülüp kabloyu açığa çıkarıyor. Benim olayımda geri vitesten elektrik alıyordu sisler. Bagajı açınca sislerin söndüğünü de hasbelkader görüp doğrulamış oldum.

Normalde bagajla gövde arasındaki körüğü yırtıp bakmak gerektiğini söylüyorlar. Kapatırken de bantlamak, tabii o durumda hem içeri su alma riski doğuyor, hem de görüntü sorunu meydana geliyor. Ama bagaj kapağı döşemesini alırsanız tesisatı o körükten çekip ortaya çıkarabiliyorsunuz. Ben de öyle yaptım, 4 tane vidalı plastik klips, 8-10 tane falan da dübel kılıklı klipslerden vardı. Onları alınca bagaj iç döşemesi geliyor. İçeride bagaj kapağı ile sağ ve sol aydınlatma gruplarına giden tesisatı soketlerinden alıp sabitlendikleri yerlerden ayırıyorsunuz. Bagajdan bir miktar aşağı doğru verip, körüğü esnete esnete kablo demetinin bagaj kapağı-gövde arasında kalan kesimini açığa çıkarıyorsunuz.

Kabloları düz elektrik bandıyla tekrar izole ettim. Birkaçını da izolasyonu yemediği yerler dahil kapladım ama tesisatın fazla kalınlaşıp körükten girememe ihtimalinden dolayı gerisini yapmadım. Açmışken mutlaka arka pandizot altı bölgeden zorlamadan çekebildiğiniz kadar çekin, bende körük içi haricinde normalde içeride kalan bir kablo da hasar görmüş, kopmuştu. Onu "butt connector" denen şeylerden bir taneyle birleştirdim. Bez bandı gerdire gerdire (böylece tesisatı sıkıştıra sıkıştıra) kapattım.

Velhasıl, artık geri vitese takınca sisler yanmıyordu. Ama sisler bu sefer hiç yanmadı.  Onun sebebi de vites konsolundaki buton grubu. Ön-arka sisler ve ASR iptal düğmesinin olduğu grup bir devre kartının üzerinde. Gri bölgeyi tırnaklardan kurtarıp alıyorsunuz, arkada 3 soket var (Selespeed için vites şeması aydınlatması, ayna ayar grubu, ve dediğim üç butonlu grup) onları söküyorsunuz. 3 tane ufak yıldız vidayı sökünce devre kartının olduğu kutu düğmelerle beraber alttan geliyor.

Bunu eve alıp dört vidasını söküyorsunuz, devre kartı leş gibi karşınızda. Konumu nedeniyle kirlenme ve sıvı temasına çok açık. Ben izopropil alkol ve eski diş fırçasıyla daldım güzelce temizledim. Düğmelerin de birikmiş pisliğini aldım. Elinizden geliyorsa multimetreyle bir süreklilik testi yapmakta fayda var, ben dirençleri ve LED'leri de multimetreyle doğruladım. Sonra vaktim bitti, muayenede hafif kusurmuş diye duyunca da amaan be takayım dedim. Taktım. Çalıştı. 

Kullandığım alet edevatı da paylaşayım, epeyce faydasını gördüm.

Döşeme sökme işleri için şu set.
You are not allowed to view links. Register or Login

Kablo birleştirme işleri için şunlara benzer şeyler kullanıyorum -kıvırıp bantlama kalıcı bir iş değil pek, özellikle hareketli yerlerde:
You are not allowed to view links. Register or Login

Bu arkadaşları basmak için de şu tip bir pense:
You are not allowed to view links. Register or Login

[EmKa]

Heyecanla okuyorum, emeğinize sağlık. İzninizle önceki mesajlarda gözükmeyen fotoğrafı kırpıp paylaşacağım, küllerinden doğmak için savaş veriyor gibi konu içeriğiyle de birleşince. Boyası, kozmetiği kusursuz olmadan da ok gibi durabiliyor demek ki arabalar. Okuma içeriği olarak da özellikle ben gibi 156 hasreti günün şartlarının getirdiği endişe ile savaşan alfistiler için ilham verici olsa da, bir daha nerede rosso mk1.5 vela jantlı 156 görme fırsatımız olacak. Yazıların arasında kaynamasın.

[octinum]

You are not allowed to view links. Register or Login çok teşekkürler! Bir ara bakıp fotoları düzeltirim diyordum, iş güç ev falan ve boş kalan vakitlerde Bella'nın yanına inmece derken fırsatım olmamıştı. Şimdi de şu kültablasını takıp, üçüncü fren lambasına taktığım dandik LED'leri denemeye ineceğim, inmeden foruma gözatayım demiştim. Ellerinize sağlık.

Yıkayacaktım bir de tüh, yıkamayı unuttum. Neyse bakarız. Mekanik ve elektriği kalıcı hale getirdikten sonra kozmetiğe de girilecek elbette. Açıkçası uğraştan keyif alıyorum. Bitmesi için çok acelem de yok.

[ali kaynak]

Ben hiç kirli gezmezdim 

You are not allowed to view links. Register or Login

You are not allowed to view links. Register or Login

[octinum]

You are not allowed to view links. Register or Login  demek tahrik!

Haklısın ama, yeni fotoğraflar paylaşmalıyım tekrar. Bella'yı bırak çocuğu kreşe okula göndermeye başladığımdan beri kendimi haftada bir yıkıyorum ama bu ağır tahriğin altında da kalamam! 

[ali kaynak]

You are not allowed to view links. Register or Login  demek tahrik!

Haklısın ama, yeni fotoğraflar paylaşmalıyım tekrar. Bella'yı bırak çocuğu kreşe okula göndermeye başladığımdan beri kendimi haftada bir yıkıyorum ama bu ağır tahriğin altında da kalamam! 

Cansın sen seviyoruz seni

[octinum]

Dün gece benzin istasyonunda bi su tutayım istemiştim ama kapatmışlar, yıkayana kadar şu fotolarla idare edelim.

Kışlık geçişi zamanı gelmişti. Normalde ufak jantları tercih ediyorum. Bana göre ideal olanı fren kaliperlerini falan sığdırabildiğim en ufak ve en hafif jant. Multispoke'lar Mk2'ye yakışıyor ve çok yaygın, şu "Progressive jantı" dedikleri güzel ama hem yaygın hem ebatına göre hafif değil. Zaten jant boyama işini öğrenmek, tecrübe etmek istiyordum. "Teneke jant" olayına girdim. Normal kara jant veya Doblo jantı olmasın diye de Antrasit üzeri saten vernikle boyadım. Bir tek ortaya kapak alacağım, Cuma günü muhtemelen bir iki aksesuarcıyı ziyaret edip halledeceğim diye umuyorum onu da.

İşlevsel olarak da, 17" Vela'dan sonra bariz farkediyor sürüşte. Vela bildiğim kadarıyla en ağır ikinci 156 jantı, zaten Twin Spark'ların değil v6'ların opsiyonu. Tek başına 12kg falan çekiyor olması gerek neredeyse. Bu teneke jantlar, üstlerinde 185/65 R15 jantlar dahil 15kg civarı çekti. Araba daha çabuk hızlanıyor, süspansiyonlar da daha güzel çalışıyor bence. Burada iki etken var, birincisi jantın ağırlığı düştü, ikincisi de ağırlık "çemberi" artık merkeze daha yakın.

Şöyle başladı:
You are not allowed to view links. Register or Login

Deneye yanıla biraz öğrenmiş oldum. Tekrar böyle bir işe girersem matkaba takılı tel fırça, arkasından tercihen dremel'le falan 60-80 kum zımpara ile pasları alıp paslı yüzeyleri düz hale getirmek gerekiyor. Daha ince zımparanın anlamı yok bu aşamada. Pas dönüştürücü buldum, ülkede artık son kullanıcıya da varmış, isteyene linkini veririm. Bu arkadaş pası boyamıyor. Demir oksiti kimyasal olarak başka bir şeye çeviriyor. oradan bir daha da pas yürümüyor düzgün yapılınca. Ondan fırçayla üstüne sürüp bir gün bekleyince paslardan kurtulmuş oluyorsunuz. Bunu müteakip 320 kum zımpara ile astar hazırlığı geliyor. Bu aşamadan sonra eğer üst üste atılacaksa bence en azından bu tip jantlar için tekrar zımparaya gerek kalmıyor, astar yeteri kadar düz bir zemin hazırlamış oluyor. Polisan'ın multi astar mı neydi onu kullandım ben. Ama bu haftasonu astar, öbür hafta boya, sonraki hafta vernik diye giderseniz astardan sonra şöyle bir 400-600 kum gerekebilir diyorlar. Vernik öncesi de 600-800. Bir de tabii ben mat görünüme gittim, parlaklarda iş farklı olabilir.

Neyse, astar üstüne antrasit boya, sonra da saten vernik. Sonuç şu:

You are not allowed to view links. Register or Login

Arabaya da taktım, sevgii Whatsapp grubumuzdan "Rus Alfaları gibi olmuş" yorumu geldi. Gunmetal daha mı güzel görünürdü? Olabilir. Ama birkaç Dobloda falan görünce canımı sıktı.

You are not allowed to view links. Register or Login

You are not allowed to view links. Register or Login

[KAKIRMAN]

Hiç güleceğim yoktu yahu. HAHAHAHA
Rus Alfası da çok ilginç bir tanım 

[kuti147]

Abi o kadar bekledik, kapaklı halini de beklerdik. Böyle foto atmasaydın bari 
Rus değil de direk Balkanlar da ki boş veya parçalanacak alfalar geldi aklıma  (fazla Sırbistan ve Polonya sayfalarını takip edince böyle oldum bende

[octinum]

Buna of çekersiniz ama! 

Bu arada şaka maka bu tip jant bulsam Vela'lardan geçerim hakikaten ya. Harbi hafif alaşımlı falan ama. Gerçi kaç Vela parası eder bilmiyorum kesin konuşmayayım.   

You are not allowed to view links. Register or Login

[halil]

Buna of çekersiniz ama! 

Bu arada şaka maka bu tip jant bulsam Vela'lardan geçerim hakikaten ya. Harbi hafif alaşımlı falan ama. Gerçi kaç Vela parası eder bilmiyorum kesin konuşmayayım.   

You are not allowed to view links. Register or Login

dün akşam Discovery Channel'da Hurda Avcıların'da bu aracı restore ediyorlardı.jantlar 800 pound  gibi bir rakamdı.bölüm eski idi.şuan ki fiyatı daha fazladır.

[octinum]

You are not allowed to view links. Register or Login  bunlar galiba magnezyum alaşımlı. Daha doğrusu yüksekçe bir oranda magnezyum alaşımlı. 15" için 5kg gibi rakamlar konuşuluyordu yanlışım yoksa. 1000 pound'lu rakamlar falan gördüm, tabii sıfır km satışı.

Göbeği bu şekilde 5x98 var mıdır acaba piyasada, hafifletilmiş olmasa bile. Yani şu anki sac jantlardan ağır olmasın yeter. Yahut sac jantı bunun gibi gösterecek göbek kapağı gibi bir malzeme belki. Yaz için kışlıkları çıkardığımda rengi gunmetal gibi bir şeye de çevirebilirim, antrasiti denemek istiyordum, bi kullanayım bakalım. Ama kışlıklara sac kullanırım gibi geliyor artık bundan sonra. Fiyat/performans olarak fark bariz çünkü.

[Testarossa]

русский alfa 
Eline emeğine sağlık,jantlardan çok jantların renginin grupta yaptığı etkileşim aklımda kaldı.
Topluca bir beyin fırtınası yaptık 

[octinum]

Tamirat tadilat vakit buldukça devam ediyor, bir ufak güncel yapalım. Karlı, buzlu, çamurlu ve tuzlu bir haftanın ardından gecenin 11 buçuğunda dayanamadım. Temu malı güya manuel köpük yapma şeysini denemeyi kendime bahane ettim indim, yarım saatlik bir seans yaptım. Elimde bir bidonda Atas Proteo sanarak kullandığım şey Divortex Alpha mı neymiş, yıllar önce almışım, Proteo var diye kalmış aklımda. Fena değil, ama kovayla daldıra daldıra yıkama sezonu açıldığında Atas'ın Autobella'sı var, ondan devam ederim ben herhalde.

Neyse. Temu'dan gelen zımbırtı eh işte. Güzel kaplama için hızlı gezdiremiyorsunuz, o zaman da 156 için jantlar dahil 8-9 kere pompasıyla basınç artırmam gerekti galiba. 2 litre su, tahminimce 200ml kadar da şampuan tüm arabayı kapladı. Eldivenle üstünden geçtim, dandik tabanca kılıklı pompalardan da var bende onu 19 litrelik damacanaya daldırıp duruladım. O tabanca kılıklılarla gelen bataryalar çok dandik, ama 156'yı durulayacak kadar dayanıyor. Son fotodan sonra bir sigara içip Atas Hydrorep'le üstünden geçtim. Onun fotosunu gündüz gözüyle dışarıda çekerim artık. Parlaklık takviyesinden ziyade su kaydırıcılığı için her yıkamadan sonra yapıyorum, kirlenmeyi yavaşlatıyor bir nebze.

You are not allowed to view links. Register or Login
You are not allowed to view links. Register or Login
You are not allowed to view links. Register or Login

[radar54]

Tuzdan arınmış bir Rosso 

[octinum]

Şöyle de gündüz gözüyle...

You are not allowed to view links. Register or Login

[octinum]

Hoppala.

Baştan söyleyeyim, herkes iyi. Benim kız zaten çocuk koltuğunda, kuzeni de arka koltukta ve emniyet kemeri takılıydı. Çarpan arkadaşın araçta bebek vardı bir tek ondan korktum başta, baktım ama hiçbir şey olmamıştı çok şükür.

Dün (17 Haziran 2025, not düşelim bulunsun) Ankara'da Şaşmaz Bulvarında giderken birden trafik durdu. Arkamdaki BMW zaten yaklaşıp duruyordu, girmesin diye dörtlüleri yakıp sola yanaşıp ben de durdum. BMW'nin sağındaki eleman da akıllıymış, BMW kurtardı. Ama BMW'nin arkasındaki Egea'ya yapacak bir şeyim yoktu. Kameradan baktım, BMW'ye yakınmış anlaşılan, BMW çekilince ya duran trafiği görüp şaşırdı, ya da frenaj yerine önce başka bir şey yapmak istedi, sonra da çok geç olmuştu. "Abi, frene bastım ama durmadı araba" dedi. Genç, çok efendi bir arkadaş, o yüzden onun hakkında kırıcı yorumlar yapmazsak sevinirim.

You are not allowed to view links. Register or Login

Olay anı videosunu da daha sonra paylaşacağım, şimdi bilemedim nereye yükleyeyim. Bununla geçmiş olsun artık.

[stormvalley]

Çok geçmiş olsun...

Kalabalık ve nispeten hızlı akan trafikte (örneğin Kocaeli Körfez Otoban) ani değişiklikler pek çok hataya sebep olabiliyor.
Takip mesafesine dikkat etmek şart.
Kimseye birşey olmaması en büyük teselli, çocuklar çok fazla etkileniyorlar böyle durumlarda.

Tekrar geçmiş olsun.

[radar54]

Buradan da geçmiş olsun diyelim...